Giriş

Kitabıma başlarken, sizleri bilimsel verilere boğmaya niyetim yok. Arı bir kilo bal yapmak için kaç bin çiçek gezer, kanı ne renktir, kaç kere kovana giriş çıkış yapar, arı hastalıkları inceden inceye nelerdir ve nasıl tedavi edilirler? Bunları uzun uzun anlatarak sizi sıkmak istemem, zira bunların hepsini hem klasik arıcılık kitaplarında bulabilir, hem nette araştırdığınızda bilimsel verilere kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Bütün bunların yerine sizlere, iki genç ve tecrübesiz arıcının işlerini ve modern dünyayı nasıl terk edip de arıcılık serüvenine nasıl daldıklarını ve neler yaşadıklarını anlatmak istiyorum. Bu arada arıların yaşamlarını ve bakımlarını da sıkıcı olmadan anlatmaya çalışacağım. Bu kitap, kitabın yazarı ve onun küçük kardeşinin, akıl almaz doğaya kaçış serüvenidir. Biri büyük bir alışveriş merkezinin müdürlüğünü bırakır ve arıcılığa başlar. Bendenizin ise bir işletmeci iken nasıl birden kendimi dağlarda bulduğumun hikayesidir bu. Tabii ki bu hikayenin içinde arı ve arıcılık hakkında edindiğimiz bir sürü tecrübeyi de size aktarmaya çalışacağım.

Bu kitaba başlarken, bize arıcılık konusunda bilgisi olmasa da en azından bize destek olan ve ilk yayla tecrübemizin yerini birlikte araştırıp bulduğumuz sevgili rahmetli babam Mithat Pekçedenöz’ü anmadan başlayamayacağım. Tabii ki her konuda bana destek olan sevgili eşim Gamze Pekçedenöz’ün sevgisi ve anlayışı bana hep bir doping olmuştur. Sevgili kızım gerçek aşkım Ayşegül de bana her zaman ilham olmuştur. Tüm aileme destekleri ve sevgileri için teşekkür ediyorum, özellikle annem Meral Pekçedenöz’e beni hayata bağlayıp büyük bir özenle yetiştirdiği için minnettarım. Ayrıca ben bu kitabı yazarken rahmetli olan sevgili hocam Prof. Muhsin Doğaroğlu’nu saygı ve sevgiyle anmak isterim. İlk arıcılığa başlarken kitaplarından ve kendisinden çok şey öğrendiğim, Türkiye’deki modern arıcılığın babası Nizamettin Kayral’ı anmadan olmaz. Bana bu serüvende eşlik eden ve bana arkadaşlık eden sevgili kardeşim Rüştü Pekçedenöz’e de bu konuda hep müteşekkir olacağım. Bize arıcılık serüvenimizde en çok yardımcı olan sevgili arkadaşım İsa Günlü ve babası Ahmet Abi ile annesine teşekkür etmeden olmaz.